top of page
Yazarın fotoğrafıFelsefe Arenası

Ursula Le Guin'in "Omelas'ı Bırakıp Gidenler" Öyküsü: Siz Bırakıp Gider miydiniz?


Daha büyük bir iyilik için birini feda etmek ne zaman doğrudur?


Ursula K. Le Guin'in (1929-2018) fantastik kısa öyküsü "Omelas'ı Bırakıp Gidenler", diğerlerinin yanı sıra bu soruyu da gündeme getiriyor[1].


Bu makale onun hikayesini tanıtmakta ve felsefi çıkarımlarını araştırmaktadır.


1-Karanlık Sır


Hikâye, Omelas adlı olağanüstü güzel ve mutlu bir şehirde düzenlenen bir yaz festivalinin ayrıntılı bir tasviriyle başlıyor. Sanki bize gerçek olamayacak kadar iyi görünen bir yerin seyahat notları gösteriliyor.

Le Guin, tarif ettiğinden daha iyi bir şehir hayal edebiliyorsanız, onun yerine bunu düşünün diyor.


Tabii bir de ters köşe var.


Şehrin bir yerinde, sadece "o" olarak anılan bir deri bir kemik kalmış bir çocuğun kilitli olduğu bir dolap var. Kendi dışkısı bulaşmış, yaralarla kaplı ve sürekli korkuyor. Ara sıra kapı açılıyor ve insanlar ona bakıyor, tekmeliyor ve ayağa kalkmasını sağlıyor.


"İyi olacağım" diyor, ama kapı her zaman kimse cevap vermeden kapanıyor.


Neden mi?


Çünkü Omelas sakinleri bir anlaşma yapmıştır - neyle ya da kiminle, bize söylenmiyor ama görünüşe göre işin içinde kara büyü vardır.


Anlaşma, bir çocuğun mutluluğunun feda edilmesi koşuluyla Omelas'ın bir cennet olacağı yönünde. Bunun sadece bir çocuk için mi yoksa birbirini izleyen çocuklar için mi geçerli olduğu belirtilmemiştir. Her halükarda, her yetişkin bu çocuğa söylenecek tek bir nazik sözün anlaşma şartlarını ihlal edeceğini bilir.

Anlaşmayı bozmanın sonuçlarının ne olacağını bilmiyoruz çünkü daha önce işlerin nasıl olduğunu bilmiyoruz. Ancak bu çocuk daha mutlu olsa bile, Omelas'ın genel olarak çok daha az mutlu bir yer olacağı kesin.

2-Uzaklara Yürümek


Omelas'ın çocukları ergenliğe ulaştığında, onlara karanlık sır anlatılır ve bazıları çocuğu görür. Şaşkınlık ve korkuyla tepki verirler. Çoğu sonunda bunu atlatır. Ama birkaçı atlatamaz. Ve bazıları Omelas'ı terk eder:


Bazen çocuğu görmeye giden ergen kızlardan veya oğlanlardan biri ağlamak veya öfkelenmek için eve gitmez, aslında eve hiç gitmez. Bazen de çok daha yaşlı bir erkek ya da kadın bir iki gün sessiz kalır ve sonra evi terk eder. Bu insanlar sokağa çıkar ve sokakta tek başlarına yürürler. Omelas şehrinin güzel kapılardan çıkıp giderek yürümeye devam ederler. Omelas'tan ayrılırlar, karanlığa doğru yürürler ve geri dönmezler. Gittikleri yer bizim için mutluluk şehrinden bile daha az bilinen bir yerdir. Orayı hiç tarif edemiyorum. Öyle bir yerin var olmaması da mümkün. Ama Omelas'tan uzaklaşanlar nereye gittiklerini biliyor gibi görünüyorlar[2].


3-Daha Büyük İyilik


Bu hikâyenin ortaya çıkardığı sorulardan biri, çok sayıda insanın iyiliği için bir kişinin feda edilmesine ne zaman izin verilebileceğidir.


Farklı ahlak teorileri farklı cevaplar vermektedir[3].


Sonuççuluğa ((consequentialism) göre, ahlaki açıdan en iyi eylemler en fazla iyiyi yaratan eylemlerdir. Sonuçsalcılığın yaygın bir biçimi olan faydacılık, iyi olanın mutluluk olduğunu savunur.

Dolayısıyla, çocuğu hapsetmek genel olarak daha fazla mutluluk yaratıyorsa, bir faydacı bunun doğru olduğunu söyleyecektir.

Aynı şekilde, eğer bu çocuğu serbest bırakmak toplam mutluluğu azaltıyorsa, faydacı bunun yanlış olduğunu söyleyecektir. Bazıları bunu faydacılığa karşı bir örnek olarak ele almaktadır.


Deontolojiye göre, itaat en iyi sonuçları yaratmasa bile belirli ahlaki kurallara itaat etmeliyiz - İncil'deki On Emir gibi "Yapacaksın" ve "Yapmayacaksın" gibi kuralları düşünün.

Bazı deontologlar bu kuralların asla ihlal edilemeyeceğini söylerken, diğerleri aşırı durumlarda bu kuralları çiğneyebileceğimizi düşünür.

Önemli bir 18. Yüzyıl deontolojik düşünürü olan Immanuel Kant, insanlara insan olarak saygı duymadan, kendi amaçlarımız için sadece bir araç olarak davranmanın kesinlikle yanlış olduğuna inanıyordu.

Başkaları mutlu olsun diye bu çocuğu istismar etmek bu kuralı çiğnemektir. Dolayısıyla Kant bu anlaşmanın yanlış olduğunu söyleyecektir.


Burada Kant'a bir meydan okuma söz konusudur: bazen daha büyük bir iyilik için masumları feda etmek doğru görünebilir. Örneğin, birkaç kişinin olumsuz tepki vereceğini tahmin edebildiğimiz halde etkili bir aşı kampanyası yürütmek ve insanları kendi istekleri dışında adil savaşlara sürüklemek haklı görülebilir.

Çocuğu hapsetmek yanlışsa bunlar neden doğru olsun?

4-Adaletsizlikle yaşamak


Hikaye aynı zamanda şu soruyu da gündeme getiriyor: Toplumumuzun, geçim kaynağımızın da korkunç bir şeye bağlı olduğunu keşfettiğimizde nasıl tepki veririz ve vermeliyiz?

Görüşlerinize bağlı olarak bu korkunç şey; ırkçılık, kürtaj, hayvan zulmü, çevrenin sömürülmesi, birçok türde ekonomik adaletsizlik veya başka bir şey olabilir.

Omelaslılar kötü muamele gören çocuğu ilk öğrendiklerinde şok geçirirler. Çoğu için bu şok zamanla geçer. Bu psikolojik olarak gerçekçi. Haberlerde korkunç şeyler duyarız, ama genellikle kanalı değiştirir ve hayatımıza devam ederiz. Sadece vicdanlı birkaç kişi endişelenmeye devam eder.

Eğer bu konuda bir şey yapmayacaksanız endişelenmenin ne anlamı var? Hikâyede çekip gidenler çocuğu serbest bırakabilirdi ama onlar sadece çekip gitmeyi seçtiler. Belki de bu onları da diğer herkes gibi istismarın suç ortağı yapıyor. Ama belki de anlaşmayı ihlal etmenin sonuçlarının kabul edilemez olacağını düşünmekte haklılar.


Öyleyse neden çekip gittiler?

Belki de çocuğu serbest bırakmanın sonuçlarının kabul edilemez olduğunu düşünseler de istismara katılmak istemiyorlar. Belki de bundan gelecek mutluluğa değmeyeceğini düşünüyorlardır. Ya da belki bu koşullarda gerçekten mutlu olamıyorlar.

Siz olabilir misiniz?


5-Sonuç


Bu hikaye, daha büyük iyilik için neyin yapılıp neyin yapılamayacağı ve hatta "daha büyük iyiliğin" ne olduğu konusundaki sezgilerimizi araştırıyor.


Ayrıca kendimize neyi ve neden terk edeceğimizi sormamız için bizi zorluyor. Eğer Omelas'tan uzaklaşacağınızı düşünüyorsanız, gerçek hayatta -eğer bir şey varsa- nelerden uzaklaşmalısınız?




Dipnotlar


[1][Le Guin, 2015 yılında yayımlanan The Wind's Twelve Quarters & Compass Rose (Rüzgarın On İki Köşesi ve Rüzgargülü) adlı antolojisinde yer alan "Omelas'ı Bırakıp Gidenler"in girişinde, Amerikalı filozof ve psikolog William James'in kendisine bu öyküyü yazması için ilham verdiğini belirtiyor. James, 1891 tarihli "The Moral Philosopher and the Moral Life," International Journal of Ethics'te 1(3): 330-354, masum bir insanın daha büyük bir iyilik için feda edildiği bir düşünce deneyi düşünmüştü, ancak onun kısa yorumu Le Guin'in hikayesi gibi detaylandırılmamıştı. James'in makalesi ayrıca James, William, 1960, The Will to Believe, Human Immortality and other Essays in Popular Philosophy, (New York: Dover Publications, Inc., 184-215) içinde bulunabilir.


[2] Rüzgarın On İki Köşesi ve Rüzgargülü içinde, Ayrıntı Yayınları


[3] Burada tartışılan ahlak teorileri, sonuçsalcılığın özel bir biçimi olan faydacılık ve Immanuel Kant'ın deontolojik etiğidir. Bunlara giriş için Shane Gronholz'un Consequentialism and Utilitarianism (Sonuççuluk ve Faydacılık) ve Andrew Chapman tarafından yazılan Kantçı Etik.


Hikayenin gündeme getirdiği etik meseleler, en azından, iyi karakterin veya erdemin geliştirilmesini ve sergilenmesini etiğin merkezinde gören erdem etiği, John Rawls'un adalet teorisi - etik kararların tarafsız bir bakış açısıyla alınmasını, adaleti sağlamak için meseleye eylemden etkilenen her bireyin perspektifinden bakılmasını gerektirir - ve Afrika'nın Ubuntu etiği - uyumlu ilişkilere ve topluluğun teşvik edilmesine değer verir - perspektiflerinden de faydalı bir şekilde analiz edilebilir. Bu teorilere giriş için David Merry'nin Erdem Etiği, Ben Davies'in John Rawls'un 'Bir Adalet Teorisi' ve Thaddeus Metz'in Afrika Ubuntu Etiği adlı eserlerine bakınız. Hikayeyi analiz etmek için başka teoriler de kullanılabilir.


Referanslar:



Not: Spencer Case tarafından yazılan bu makale, www.1000wordphilosophy.com adlı siteden alınmış ve www.felsefearenasi.com.tr editörleri tarafından Türkçeye çevrilmiştir:

https://1000wordphilosophy.com/2022/05/19/omelas/




117 görüntüleme

Comments


bottom of page