top of page
Yazarın fotoğrafıFelsefe Arenası

Metafizik: Nedir? Bugün Neden Önemli?

Gerçekliğin temel doğası nedir? Zaman nedir? Uzay nedir? Bir Tanrı var mıdır? Etrafımızdaki dünya 'gerçek' midir? Değişim nedir? Sayılar var mıdır? Nedensellik nedir ve 'ilk neden' diye bir şey olabilir mi? Gerçeklik neden olduğu gibidir? Bir şeyin var olması ne anlama gelir? Herhangi bir şey neden vardır?


Bunlar, metafiziğin sıkça tartışılan, zihin kurcalayan sorularndan sadece birkaçıdır. 18. yüzyıl Alman filozofu Immanuel Kant'ın dediği gibi:

Metafizik, kıyısı ya da deniz feneri olmayan, birçok felsefi enkazla dolu karanlık bir okyanustur.

Metafizik nedir?

Peki metafizik tam olarak nedir? Çoğu metafizik soru gibi, bu da cevaplaması kolay bir soru değildir. Kelimenin kendisine dayanarak fiziğin 'üst' bir biçimine atıfta bulunduğunu düşünebiliriz, ancak bu tam olarak doğru değildir.


'Metafizik' aslında M.Ö. birinci yüzyılda Aristoteles'in çalışmalarının bibliyografyacısı olan Rodoslu Andronicus tarafından icat edilmiştir. Andronicus, Aristoteles'in 'Fizik' adlı eserinden sonraki eserlerini kategorize etmek istiyordu ve bu nedenle onları basitçe 'Fizikten Sonra' ya da 'Metafizik' başlığıyla gruplandırdı.

Oldukça keyfi etimolojik kökenlerini bir tarafa bırakırsak, 'metafizik' kelimesinin gerçekliğin felsefi çalışmasına atıfta bulunduğunu söyleyebiliriz: metafizik esasen gerçekliğin nihai olarak ne olduğuna ve gerçekliğin nihai olarak nasıl işlediğine dair tutarlı bir resim oluşturmaya çalışır.

Bunu yaparken töz, varlık, nedensellik, determinizm, mutlaklık, ontoloji, olasılık ve hiçlikle ilgili temel konuları araştırır - bunların çoğu Aristoteles ve Andronicus tarafından kategorilendirilen ilk yazılarda tartışılmıştır, fakat aynı zamanda tarih boyunca filozoflar tarafından da tartışılmıştır.


Amerikalı filozof Wilfrid Sellars'ın ünlü felsefe tanımını ödünç alırsak, metafiziğin amacı esasen:

terimin mümkün olan en geniş anlamıyla şeylerin nasıl bir arada durduğunu anlamaktır.


Elbette burada bilimlerle, özellikle de fizikle bir örtüşme söz konusu. Aslında gerçekliğin temel doğasına ilişkin sorular üzerinde düşünmek, teorilerini inşa etmek için bilimsel veriler ve deneylerden faydalanan fizikçilerin, tümdengelim mantığına ve muhakemeye dayanan metafizikçilerden çok daha iyi bir konumda olduğunu düşünebiliriz.

Ancak, gerçeklik söz konusu olduğunda, bazı filozoflar fiziğin kapsamının ötesine geçen sorular olduğunu savunmaktadır (sonuçta, fizik bizim araştırabildiğimiz şeyleri araştırır ve filozoflar uzun zamandır araştırabildiğimiz şeylerin var olan her şey olmayabileceğinden şüphelenmektedir). Dolayısıyla metafizikçiler , fiziğin kapsamının ötesinde ya da hemen kıyısında, genellikle gıcırdayan koltuklarında huzursuz bir şekilde oturmaktadırlar.


Metafiziği bilimlerden ayırmanın hızlı, pratik ve hiçbir şekilde kusursuz olmayan bir yolu şudur: bilimler gerçekliğin spesifik 'nasıl'ı ile ilgilenirken, metafizik genellikle 'ne' ve 'neden' ile ilgilenir.

Örneğin, fizikçiler bir parçacığın yükünü araştırabilir. Bir metafizikçi yükün ve parçacığın ne olduğunu sorar. Bir fizikçi parçacıkların nedensel olarak nasıl etkileşime girdiğini araştırabilir. Bir metafizikçi nedenselliğin kendisini karakterize etmeye çalışır. Bir fizikçi evrenin kökenlerini araştırabilir ve temel yasaları hakkında teori üretebilir; bir metafizikçi ise evrenin neden var olduğunu ve yasalarının neden bu şekilde ortaya çıktığını sorar. Bir fizikçi teoriyi ifade etmek için matematiği kullanır; bir metafizikçi ise sayıların ne olduğunu (yani sayıların gerçekten var olup olmadığını ya da sadece kullanışlı kurgular olup olmadığını) sorar. Gerçekten de ontoloji yani varlığın incelenmesi ya da bir şeyin var olmasının ne anlama geldiği, çağlar boyunca metafizikçiler için önemli bir uğraş alanı olmuştur.


Bilim insanları veya matematikçiler de pekala bu soruları sorabilirler; ancak bunu yaptıklarında metafiziksel sorgulamalar yaptıklarının farkına varılmalı ve metafiziksel görüşler olduğu gibi kabul edilmemelidir.

Örneğin, fizikalizm ilkesi - evrende var olan her şeyin ya fiziksel olduğu ya da fiziksel 'şeylere' indirgenebileceği - sağduyulu görünebilir; ancak aslında metafiziksel bir tutumdur - George Berkeley'in maddenin varlığını inkar etmesinden (ve bunun yerine her şeyin 'zihinsel şeylerden' oluştuğunu iddia etmesinden) günümüz zihin filozoflarının zihnin fizikalist kavramlarına meydan okumasına kadar filozofların uzun süredir tartıştığı bir tutumdur.


Buradaki mesele fizikalizmin doğru olup olmadığından çok, en başta yapılması gereken bir tartışma olduğunu kabul etmek ve dünya hakkındaki teorilerimizin dayanabileceği her türlü ön kabulü ortaya çıkarıp incelemektir.

Metafizik, pek çok kişinin hemfikir olmadığı bir tartışma konusudur. Yukarıda atıfta bulunulan genel sorgulama başlıklarının ötesinde, metafiziğin ne olduğu ya da ne olması gerektiği - özellikle de modern bilimle ilişkisi - üzerine tartışmalar sürüp gitmektedir. Bununla birlikte, kısa bir özet olarak, bilim ve felsefedeki birçok sorunun - özgür iradeye sahip olup olmadığımız, bilincin fiziksel olup olmadığı ve nedenselliğin ne olduğu da dahil olmak üzere - doğası gereği metafiziksel olduğunu söyleyebiliriz.

Metafizik bugün neden önemlidir?


Bu tür soyut, kanıta dayanmayan metafizik soruları araştırmak anlamsız görünebilir. Asla cevabını bulamayacağımız şeyler hakkında neden tartışalım? Neden günlük yaşamdan bu kadar uzak şeyler üzerine okyanuslar dolusu mürekkep dökelim? Neden artık açıkça bilimin alanına girip gerçekliğin temel doğası, yasaları ve ortaya çıkan özellikleri hakkında büyük tartışmalar yapmaya ve karmaşık teoriler inşa etmeye çalışalım?


Metafiziği savunanlar, ancak dilimizin sınırlamalarına karşı koyarak, bilgimizin puslu sınırlarında açık görüşlü olmaya çalışarak, santim santim, adım adım ilerleyebileceğimizi söyleyebilirler.

Metafizik, sadece bilgimizin sağlamlığını artırabilecek bir kavramsal titizlik ve açıklık düzeyi ekler: diğer alanlarla rekabet etmek veya onların yerini almak için değil, gerçeklik hakkındaki hakikat arayışımızda onlara gerekli bir tamamlayıcı olarak buradadır. Aslında bazıları, metafizik ve bilimler arasında kesin bir ayrım yapmaya hiç gerek olmadığını, çünkü amaçlarının sürekli ve tamamlayıcı olduğunu savunur.


Ayrıca, yaşamın ardındaki gerçeklik üzerinde durmak ilginçtir ve insanlara iyi gelir. Bertrand Russell'dan genel olarak felsefe hakkında söylediği ama metafizik çalışmalarını savunmak için kolayca kullanılabilecek bir alıntı yapalım:

Felsefe, sorulara verilecek kesin yanıtlar için değil, çünkü hiçbir yanıtın doğruluğu kesin olarak bilinemez, daha ziyade soruların kendileri için çalışılmalı; çünkü bu sorular mümkün olana dair kavrayışımızı genişletir, entelektüel hayal gücümüzü zenginleştirir ve zihni spekülasyona kapatan dogmatik kesinlik duygusunu azaltır; ama hepsinden önemlisi, felsefenin tasavvur ettiği evrenin büyüklüğü sayesinde zihin de büyük hale gelir ve en yüce iyiliği oluşturan evrenle birleşmeye muktedir olur.



Not: Jack Maden tarafından yazılan bu makale www.philosophybreak.com adlı siteden alınmış ve www.felsefearenasi.com.tr editörleri tarafından Türkçeye çevrilmiştir:

https://philosophybreak.com/articles/metaphysics-what-is-it-why-is-it-important-today/


638 görüntüleme

Bültenimize Abone Olun

Gönderdiğiniz için teşekkürler!

© 2022 bu site Felsefe Arenası tarafından tasarlanmıştır.

bottom of page