top of page

Hediye vermenin amacı nedir? Bir antropolog insan olmanın bu kadim parçasını açıklıyor


 

Yılbaşı hediyesi verme planınızı henüz yapmadınız mı? Eğer siz de benim gibiyseniz, son dakikaya kadar bekliyor olabilirsiniz. Ancak ister her bir hediyeniz çoktan paketlenmiş ve hazır olsun, ister Yılbaşı arifesinde alışverişe çıkın, hediye vermek insan olmanın ilginç ama temel bir parçasıdır.

 

İnsanlığın son 3 milyon yılda aletlere ve teknolojiye nasıl bağımlı hale geldiğini anlatan yeni kitabım "So Much Stuff "ı araştırırken, bir şeyleri başkalarına vermenin amacı beni çok etkiledi. İnsanlar kendileri kullanabilecekken neden değerli ya da kıymetli bir şeyi başkalarına verirler?

 

Bir antropolog olarak benim için bu özellikle önemli bir soru çünkü hediye vermenin muhtemelen çok eski kökleri var. Ve hediyelere dünya çapında bilinen her kültürde rastlamak mümkün.

 

Peki, hediyenin gücünü ne açıklıyor?


Kuşkusuz hediyeler pek çok amaca hizmet eder. Bazı psikologlar hediye vermekle ilişkili "sıcak bir ışıltı" -içsel bir haz- gözlemlemişlerdir. İlahiyatçılar hediye vermenin Katoliklik, Budizm ve İslam'da sevgi, nezaket ve minnettarlık gibi ahlaki değerleri ifade etmenin bir yolu olduğunu belirtmişlerdir. Seneca'dan Friedrich Nietzsche'ye kadar birçok filozof da hediye vermeyi özverinin en iyi göstergesi olarak görmüştür. Hediyelerin Hanuka, Noel, Kwanzaa ve diğer kış bayramlarının merkezi bir parçası olması ve hatta bazı insanların yılsonu alışveriş sezonunun açılışı olan Kara Cuma'yı başlı başına bir bayram olarak görmesi şaşırtıcı değildir.

 

Ancak insanların neden hediye verdiğine dair tüm açıklamalar arasında en ikna edici bulduğum açıklama 1925 yılında Marcel Mauss adlı bir Fransız antropolog tarafından yapılmıştır.

 

Vermek, almak, karşılık vermek

Pek çok antropolog gibi Mauss da hediyelerin ölçüsüzce dağıtıldığı toplumlar karşısında şaşkınlığa uğramıştır.

 

Örneğin, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeybatı kıyıları boyunca yerli halklar potlatch törenleri düzenler. Günlerce süren bu şölenlerde ev sahipleri muazzam miktarlarda mal mülk hediye ederler. Kanada'daki Kwakwaka'wakw Ulusunun bir klan lideri tarafından 1921 yılında düzenlenen ve topluluk üyelerine 400 çuval un, yığınla battaniye, dikiş makinesi, mobilya, kano, gazla çalışan tekne ve hatta bilardo masası verdiği ünlü bir potlatch'ı düşünün.

 

İlk olarak neredeyse bir asır önce yayınlanan "Hediye" başlıklı ünlü makalesinde Mauss, potlachları aşırı bir hediye verme biçimi olarak görüyor. Yine de, bu davranışın hemen her insan toplumunda tamamen görülebilir olduğunu öne sürüyor: Bir şeyleri kendimiz için saklamak çok daha ekonomik ve evrimsel açıdan mantıklı görünse bile onları başkalarına veririz.

 

Mauss, hediyelerin üç ayrı ama ayrılmaz bir şekilde ilişkili eylemler doğurduğunu gözlemlemiştir. Hediyeler verilir, alınır ve karşılık verilir.

 

İlk verme eylemi, hediye verenin erdemlerini ortaya koyar. Cömertliklerini, nezaketlerini ve onurlarını ifade ederler.

 

Hediyeyi alma eylemi de kişinin onurlandırılmaya hevesli olduğunu gösterir. Bu, alıcı için kendi cömertliğini, kendisine sunulanı kabul etmeye istekli olduğunu göstermenin bir yoludur.

 

Hediye vermenin üçüncü bileşeni karşılıklılıktır, ilk verilenin aynıyla geri verilmesidir. Esasen, hediyeyi alan kişinin - üstü kapalı ya da açık bir şekilde - hediyeyi ilk verene bir hediye vermesi beklenir.

 

Ancak, elbette, ilk kişi bir şey geri aldığında, orijinal hediyeyi alan kişiye başka bir hediye daha vermelidir. Bu şekilde, hediyeleşme sonsuz bir verme ve alma, verme ve alma döngüsü haline gelir.

 

Bu son adım - karşılıklılık - hediyeleri benzersiz kılan şeydir. Bir mağazadan bir şey satın almanın aksine, para mallarla takas edildiğinde değişim sona erer, hediye vermek ilişkiler kurar ve sürdürür. Hediye veren ve alan arasındaki bu ilişki ahlakla bağlantılıdır. Hediye vermek adaletin bir ifadesidir çünkü her hediye genellikle en son verilene eşit ya da daha yüksek değerdedir. Ve hediye vermek bir saygı ifadesidir çünkü diğer kişiyi onurlandırma isteğini gösterir.

 

Bu yönleriyle hediyeleşme insanları birbirine bağlar. İnsanları sonsuz bir karşılıklı yükümlülükler döngüsü içinde birbirine bağlı tutar.

 

Daha iyi hediyeler vermek

Günümüz tüketicileri farkında olmadan Mauss'un teorisini biraz fazla mı somutlaştırıyor? Ne de olsa günümüzde pek çok insan hediye yokluğundan değil, fazlalığından muzdarip.

 

Gallup, ortalama bir Amerikalı yılbaşı alışverişçisinin 2023 yılında hediyelere 975 ABD doları harcayacağını tahmin ettiğini bildiriyor ki bu, araştırmanın başladığı 1999 yılından bu yana en yüksek rakam.

 

Ve pek çok hediye çöpe atılıyor. 2019 tatil sezonunda, Amerikalılar tarafından satın alınan hediyelerin 15 milyar dolardan fazlasının istenmeyen hediyeler olduğu ve %4'ünün doğrudan çöpe gittiği tahmin ediliyor. Bu yıl İngiltere, Kanada, Japonya ve diğer ülkelerde tatil harcamalarının artması bekleniyor.

 

Günümüzün hediyeleşme uygulamaları hem hayranlık hem de öfke kaynağı olabilir. Bir yandan hediye vererek, ilişkilerimizi geliştirip sürdürerek bizi insan yapan kadim bir davranışta bulunuyorsunuz. Öte yandan, bazı toplumlar tatil sezonunu sadece daha fazla tüketmek için bir bahane olarak kullanıyor gibi görünüyor.

 

Mauss'un fikirleri aşırı tüketimciliği teşvik etmez. Aksine, hediyelere ilişkin açıklamaları, hediye ne kadar anlamlı ve kişisel olursa, gösterilen saygı ve onurun da o kadar büyük olacağını göstermektedir. Gerçekten düşünülmüş bir hediyenin çöpe gitme olasılığı çok daha düşüktür. Vintage, geri dönüştürülmüş, el yapımı ürünler - ya da yemek turu veya sıcak hava balonu gezisi gibi kişiselleştirilmiş bir deneyim - dünyanın öbür ucunda seri olarak üretilen, okyanuslar ötesine gönderilen ve plastikle paketlenen pahalı bir üründen bile daha değerli olabilir.

 

Kaliteli hediyeler değerlerinizi ifade edebilir ve ilişkilerinizi daha anlamlı bir şekilde sürdürmenizi sağlayabilir.

 

Not: Natalie Sauer’e ait bu yazı, https://theconversation.com adlı siteden alınmış ve www.felsefearenasi.com.tr editörleri tarafından Türkçeye çevrilmiştir:

64 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page