Apollonialı Diogenes ve Sofistler
Beşinci yüzyılın son bölümünde, Apollonialı Diogenes (MÖ 440'tan sonra etkilidir) Milet kozmoloji sistemini yeniden canlandırmış ve gözden geçirmiş, "var olan her şeyin aynı şeyden türediğini ve aynı şey olduğunu" iddia etmiştir (64B2/LM28D3); bu tek temel maddeyi, bir yüzyıldan uzun bir süre önce Anaksimenes gibi hava ile özdeşleştirmiştir (Graham 2006, Laks 2008, 2008a). Diogenes, temel ilkesinin gerçekliği ve özellikleri için argümanlar sunmaya özen gösterir. DK64B2/LM28D3'te yalnızca birbirine benzeyen şeylerin birbirini etkileyebileceğini söyler. Eğer her biri Diogenes'in " kendilerine özgü doğaları" dediği şey bakımından farklılık gösteren çok sayıda temel töz olsaydı, bunlar arasında hiçbir etkileşim olamazdı. Oysa duyuların kanıtı açıktır: şeyler birbirine karışır, ayrılır ve birbiriyle etkileşime girer. Dolayısıyla, her şey tek bir şeyin formları olmalıdır. Anaksagoras gibi Diogenes de kozmik sistemin zekâ tarafından düzenlendiğini iddia eder ve "zekâya sahip olanın (noēsis) insanların hava dediği şey olduğunu" savunur (DK64B5/LM28D10). İnsanlar ve hayvanlar havayı soluyarak yaşarlar ve onun tarafından yönetilirler - onlarda hava hem ruh hem de zekâ ya da akıldır (DK64B4/LM28D2). Dahası, Diogenes havanın her şeyi yönettiğini ve hükmettiğini ve tanrı olduğunu savunur (DK64B5/LM28D10). Dolayısıyla, Anaksagoras gibi Diogenes'in de zekâya dayanan bir teorisi vardır, ancak Diogenes zekânın (noēsis) iyi bir şekilde şeyleri düzenlediğini açıkça belirttiği ölçüde teleolojik açıklamalara daha fazla bağlıdır (DK64B3/LM28D56). Diogenes argümanlarını sunarken, felsefi bir iddia için gerekli olan şartları yerine getirir. DK64B1/LM28D2'de şöyle der: "Bana göre, bir logos'a (açıklama) başlayan herkes tartışılmaz bir başlangıç ilkesi (archē) ve basit ve görkemli bir üslup sunmalıdır." Havanın ruh ve zekâ olduğuna dair teorisinin "bu kitapta açıkça ortaya konmuş olacağını" belirtir (DK64B4/LMD9).
Theophrastus, Diogenes'in fizik filozoflarının, fizyologların ya da Aristoteles'in deyimiyle " doğa bilginlerinin" sonuncusu olduğunu söyler; Diogenes Laertius (Lives II.16-17) bu unvanı Archelaus'a verir ve onun Sokrates'in öğretmeni olduğunu söyler (bkz. Betegh 2013a). Bu dönemde etkin olan bir başka düşünür grubu daha vardır: Sofistler. Bu grup hakkındaki görüşlerimizin birçoğu Platon'un onları agresif bir şekilde olumsuz değerlendirmesiyle şekillenmiştir: Platon diyaloglarında gerçek filozofu, yani Sokrates'i açıkça Sofistlerle, özellikle de olgunluk çağındaki genç erkeklerin (Sokrates'in de tartışmalarında konuştuğu yaştaki gençler) öğretmenleri olarak oynadıkları rolle karşılaştırır. Modern araştırmalar (Woodruff ve Gagarin 2008, Kerferd 1981, Guthrie 1969) onların görüşlerindeki çeşitliliği göstermiştir. Diğer Presokratikleri ilgilendiren teorik sorunlara tamamen ilgisiz değillerdi. Leontini'li Gorgias, Parmenides'in aradığı kesinliğin olasılığını sorgulamıştır. Gorgias, Doğa Üzerine ya da Olmayan-Şey Üzerine adlı eserinde, hiçbir şeyin Parmenides'in olan-şeye dair öne sürdüğü şartları karşılamadığını (ya da karşılayamayacağını) iddia eder (Mansfeld 1985, Mourelatos 1987b, Palmer 1999, Caston 2002, Curd 2006). Protagoras da Presokratiklerin savunduğu güçlü teorik bilginin imkânından şüphe duymuştur. Sofistler etik ve politik sorular ortaya atmışlardır: Neyin doğru olduğunu yasa ya da gelenek mi belirler, yoksa bu bir doğa meselesi midir? Bazen diplomat olarak görev yaparak çok seyahat ettiler ve hem eğlendirdiler hem de öğretmenlik yaptılar. Halka açık retorik gösterileri yaptılar (bu, Apollonialı Diogenes'in kitabı hakkındaki daha özel bir çabayı çağrıştıran yorumlarıyla tezat oluşturmaktadır)[12] ve öğrenci alarak hem retorik sanatını hem de Yunan siyasi hayatında başarılı olmak için gerekli becerileri öğrettiler. Sokrates'te olduğu gibi Sofistlerle birlikte etik ve siyasi düşünceye olan ilgi Yunan felsefesinin daha belirgin bir yönü haline gelir.
Not: Stanford Felsefe Ansiklopedisi'nde yayınlanan bu makale, https://plato.stanford.edu/ adlı siteden alınmış ve www.felsefearenasi.com.tr editörleri tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Orijinal metine ulaşmak için:
https://plato.stanford.edu/entries/presocratics/#Mil
Comentarios